-;Üç korner Bir penaltıydı
-;En iyi oynayan iki kişi aynı takımda yer alamazdı
-;Maçlar minyatür kalede oynanıyorsa, penaltı boş kaleye ters şekilde topukla vurulurdu.
-;Abanma ve burun vurmak yoktu, vurulursa eleştirilip küfür edilirdi.
-; Maçların hayali kale direkleri arası adım ile sayılır, olmaları gereken yerler iki taş ile işaretlenirdi.
-;Anne-baba çağırınca maç biterdi.
-;Topu patlatan parasını öderdi
-;Takımlar kurulurken ilk oyuncuyu seçme hakkı, adım almayı iyi bilenindi.
-;Kaleci topu 3 kere sektirirse rakibe Açılsana 3 kere sektirdim derdi rakip açılırdı.
-;Top insanın pek münasip olmayan bir tarafına gelirse işetilirdi
-;Penaltılarda kaleci değiştirilirse 2 penaltı atılırdı. Eğer ilk penaltı gol olursa ikincisi atılmazdı.
-;Frikiklerde baraj mesafesi, frikiği kullanacak olan kişinin kocaman 3 adım atmasıyla belirlenirdi.
-;Top, oyun alanı içerisindeki herhangi bir arabanın altına kaçarsa büyük bir şevkle arabanın altına yatılıp top alınırdı. Topu ilk kim kaparsa o takımda başlardı.
-;Gol olduktan sonra eğer tartışmalar olursa ve golü yiyen takımın bir oyucusu golü kabullenirse gol yiyen takım 180 derece dönerek durumu kabullenirdi.
-;Eğer bir oyuncu faule maruz kalmışsa ama devam etmek istiyorsa, rakip futbolculardan birinin yürümesini dahi bahane ederek: “Adamın devam ediyor.” derdi.
-;Atan alır mevzusu vardı. Eğer top kime çarpıp abuk zubuk biyere kaçmışsa topun gittiği yer neresi olursa olsun koşa koşa gidip alırdı.
-;Eğer kaleci dahil herkes çalımlanmışsa kale çizgisinde yere yatılarak topa kafa vurulurdu.
-;kaleci oyuncu vardı.
-;kaleden kaleye gol de sayılmazdı.
Buda çocukluğumuzdaki mahalle macı kuralları🙂