ukku
Kayıtlı Üye
- Katılım
- 3 Eki 2010
- Mesajlar
- 1,017
- Yaş
- 36
Turbo (şarj) nedir?
Bugün internetteki kaynakların pek çoğunun bir yerlerden alıntı ya da çeviri olduğunu gördüm..
Bulduklarımın bazıları o kadar karmaşık ki, ben sistemi bildiğim halde pek çoğunu anlamıyorum. Hiç bilmeyenin vay haline 🙂
Ve oturup basit, herkesin anlayacağı bir şekilde anlatmaya karar verdim.
Hep duyarız, hep okuruz, egzoz gazını kullanarak güç üreten, performans, tork falan filan..
Ya tamam da, nasıl oluyor bu iş? Egzoz gazından nasıl güç gelir?

Bu ve bunun benzeri çizimleri her yerde görebilirsiniz. Türbin der, mil der.. Yahu anlamıyorum kardeşim, ne mili ne türbini. Egzoz gazından nasıl güç gelir, sadede gel dediğinizi duyar gibiyim.
Mavi ok ile aşağıdan yukarıya doğru giriş; motordan çıkan atık gazın turbo salyangozuna (şeklinden dolayı salyangoz denir 🙂) girdiği kısımdır. Şekilde de görüldüğü gibi, içeride bir türbin var (türbin = çark gibi düşünebilirsiniz) ve egzoz gazı dışarı atılmadan önce bu pervaneyi döndürmek zorunda bırakılıyor. Atık gazımız pervaneyi döndürdükten sonra zaten mecburi istikamet olan egzoz borusuna giriyor ve bizimle olan ilişkisini ebediyen kesiyor.
Gaz çarkı çevire çevire gidiyor.. Ee elimize ne geçti?
Şekle tekrar bakarsak çarkın tam ortasından bir mil ile (mil = çubuk düşünelim) öte tarafta başka bir pervane sistemine bağlı olduğunu görürüz. Burada amaç çöpe atılacak gazın enerjisini çarka aktarıp, çarkın enerjisini de bir çubuk ile başka bir pervaneye aktarmaktır. (Sol taraftaki pervaneye pal diyeceğiz.)
Şekilden anlaşılamama ihtimali olan bir bilgi ekleyeyim, turboda bu görülen mavi ve turuncu oklar, yani egzoz ve emme gazları birbirine asla karışmaz. Çok net bir şekilde yalıtılmıştır. İki taraf arasında geçiş olan tek şey ortadaki çubuk ile aktarılan enerjidir.
Enerjiyi aktardık.. Ee? Öbür tarafta da bi pervane bedavadan dönmeye başladı kabul, peki bu bize ne sağladı?
Öte tarafta dönen pervane (pal), emiş hattı oluyor..
O bedavadan aldığımız enerjiyle çevrilen pal, dışarıdan emilen temiz havanın sıkıştırılmasını sağlıyor. Eee ne oluyor hava sıkışınca?
50 Kişilik bir belediye otobüsüne sıkış tıkış 100 kişi biner ya.. Bir otobüs, iki otobüslük iş yapmış olur..
Aynısı oluyor..
Aynı hacme sıkıştıra sıkıştıra çok hava sığdırmış oluyoruz..
Atmosfer basıncı deniz seviyesinde 1 bardır. Atmosferik (turbosuz) bir motor deniz seviyesinde hemen hemen 1 bar basınç hava ile çalışır. Biz burada havayı sıkıştırdığımızda 1 bar’ın üzerine çıkıyoruz. Örneğin turbonun 0.5 bar basıyor olması demek, 1.5 bar havayla çalışıyor olmamız ya da 1 bar basıyor olması demek, 2 bar hava ile çalışıyor olmamız demektir.
Peki ne ifade eder bu bar mar? Ben alemci adamım, aklıma başka şeyler geliyor?
Yine basit olmaya çalışacağım, her şeyi ideal, kayıpsız, sürtünmesiz vs. kabul edersek atmosferik 1.4 70 hp bir arabaya turboyla 1 bar basarsanız 140 hp elde edersiniz.
Çünkü basınç direkt olarak içeri giren hava miktarını etkiler.
Basit mantığı budur. Tabiki araya bir sürü etken ve kayıplar gireceği için 1 barda gücü ikiye katlamak imkansızdır. Ağırlıksız makara, sürtünmesiz yüzey vs. bunlar sadece lisedeki fizik problemlerinde olur 🙂
Konumuza dönersek, emme pallerimiz bedavadan gelen enerji ile taze havayı sıkıştırdık.. Yetmez mi?
Küçücük alana çok hava sığdırmış olmamız, turbo içindeki havanın sürtünmeleri vs. derken havamız epey bi ısınmış oluyor.. Eee ısınsın ne olacak?
Hacim - Kütle ilişkisini herkes az çok bilir.. Fiziği en son 10 sene önce görmüş, hatırlatmaya ihtiyacı olan arkadaşlar için;
Hacim gözle görülen büyüklüktür. Elinize aldığınız bir bidon, içindeki benzinin 5 litre hacminde olduğunu tanımlar. (5 litreyi şu an uydurdum, neremden olduğunu ben bile bilmiyorum 🙂) Benzini yere boşalttığınız zaman ne kadar çok alanı ıslatabiliyorsanız, o kadar hacminiz var demektir. Kütle ise, tartıda ölçülen değerdir.
5 litre benzin tartıda 5 kg gelmez. 5 litrenin 5 kg geldiği tek sıvı sudur. Hacim ve kütle arasındaki bu ilişki sunan büyüklük ise özkütledir. Yani yoğunluk. 🙂
Turbo işine geri döndük, elimizde ısınmış ve sıkıştırılmış taze bir hava var. Pırıl pırıl. Oh mis 🙂
Isınan hava genleşir, yani özkütlesi düşer. Bu da demek olur ki, aynı büyüklükte kaplarla doldurulmuş sıcak bi 2 bar hava, soğuk bi 1.7 bardan hafif olabilir 🙂 Yani hava ısındıkça kocaman yer kaplar, ama tartıda az çeker.
E biz sınırlı motor hacmimize ne kadar çok gram hava sokarsak, o kadar büyük iş yapmış olacağımız için, basıncı artırmakla yaptığımız iş bitmiş olmuyor. Bir de bunu makul sıcaklıklara indirmemiz lazım.
Burda da devreye intercooler denilen sistemler giriyor.
Aracın ön kısmında, direkt olarak karşıdan hava ile temas eden bir yere yerleştirilen bu sistemler, dışarıdan gelen serin hava ile içerisinden geçen sıcak havanın ısı alışverişini sağlayıp, dışarı gidecek havayı ısıtarak, kendi içindeki havanın soğumasını sağlar.
Pekiştirmek için yapısı şu şekildedir;

Intercoolerdan da geçtik, serinledik.. Sonunda hem sıkıştırılmış hem de soğuk bir hava elde etmiş oluyoruz.
Ek bilgi: Turbo motorlu arabada gaz tepkisinin atmosferik kadar iyi olmamasının sebebi de, havanın bu kadar yoldan geçip sonra motora giriyor olmasıdır.
Küçük bi hacme serin ve çok havayı sıkıştırdık, bir de bunu yeterli benzinle destekledik. Ne oldu, tork arttı bununla beraber güç arttı 🙂
1.4 arabadan nasıl 200 hp çıkar sorusunun cevabı budur.
Altı üstü 5-6 senedir 1.4 arabadan 200 hp ler çıkıyor. Ama bizim otobüslerimiz ben kendimi bildim bileli 150 kişi gider. Alman mühendislerinin geri kaldığı nokta budur 🙂
Hadi geçmiş olsun 🙂
Umarım açıklayıcı olmuştur.
Utku UZUNOĞLU
Kaynak kendi sayfam 🙂
http://utkuuzunoglu.blogspot.com
Bugün internetteki kaynakların pek çoğunun bir yerlerden alıntı ya da çeviri olduğunu gördüm..
Bulduklarımın bazıları o kadar karmaşık ki, ben sistemi bildiğim halde pek çoğunu anlamıyorum. Hiç bilmeyenin vay haline 🙂
Ve oturup basit, herkesin anlayacağı bir şekilde anlatmaya karar verdim.
Hep duyarız, hep okuruz, egzoz gazını kullanarak güç üreten, performans, tork falan filan..
Ya tamam da, nasıl oluyor bu iş? Egzoz gazından nasıl güç gelir?

Bu ve bunun benzeri çizimleri her yerde görebilirsiniz. Türbin der, mil der.. Yahu anlamıyorum kardeşim, ne mili ne türbini. Egzoz gazından nasıl güç gelir, sadede gel dediğinizi duyar gibiyim.
Mavi ok ile aşağıdan yukarıya doğru giriş; motordan çıkan atık gazın turbo salyangozuna (şeklinden dolayı salyangoz denir 🙂) girdiği kısımdır. Şekilde de görüldüğü gibi, içeride bir türbin var (türbin = çark gibi düşünebilirsiniz) ve egzoz gazı dışarı atılmadan önce bu pervaneyi döndürmek zorunda bırakılıyor. Atık gazımız pervaneyi döndürdükten sonra zaten mecburi istikamet olan egzoz borusuna giriyor ve bizimle olan ilişkisini ebediyen kesiyor.
Gaz çarkı çevire çevire gidiyor.. Ee elimize ne geçti?
Şekle tekrar bakarsak çarkın tam ortasından bir mil ile (mil = çubuk düşünelim) öte tarafta başka bir pervane sistemine bağlı olduğunu görürüz. Burada amaç çöpe atılacak gazın enerjisini çarka aktarıp, çarkın enerjisini de bir çubuk ile başka bir pervaneye aktarmaktır. (Sol taraftaki pervaneye pal diyeceğiz.)
Şekilden anlaşılamama ihtimali olan bir bilgi ekleyeyim, turboda bu görülen mavi ve turuncu oklar, yani egzoz ve emme gazları birbirine asla karışmaz. Çok net bir şekilde yalıtılmıştır. İki taraf arasında geçiş olan tek şey ortadaki çubuk ile aktarılan enerjidir.
Enerjiyi aktardık.. Ee? Öbür tarafta da bi pervane bedavadan dönmeye başladı kabul, peki bu bize ne sağladı?
Öte tarafta dönen pervane (pal), emiş hattı oluyor..
O bedavadan aldığımız enerjiyle çevrilen pal, dışarıdan emilen temiz havanın sıkıştırılmasını sağlıyor. Eee ne oluyor hava sıkışınca?
50 Kişilik bir belediye otobüsüne sıkış tıkış 100 kişi biner ya.. Bir otobüs, iki otobüslük iş yapmış olur..
Aynısı oluyor..
Aynı hacme sıkıştıra sıkıştıra çok hava sığdırmış oluyoruz..
Atmosfer basıncı deniz seviyesinde 1 bardır. Atmosferik (turbosuz) bir motor deniz seviyesinde hemen hemen 1 bar basınç hava ile çalışır. Biz burada havayı sıkıştırdığımızda 1 bar’ın üzerine çıkıyoruz. Örneğin turbonun 0.5 bar basıyor olması demek, 1.5 bar havayla çalışıyor olmamız ya da 1 bar basıyor olması demek, 2 bar hava ile çalışıyor olmamız demektir.
Peki ne ifade eder bu bar mar? Ben alemci adamım, aklıma başka şeyler geliyor?
Yine basit olmaya çalışacağım, her şeyi ideal, kayıpsız, sürtünmesiz vs. kabul edersek atmosferik 1.4 70 hp bir arabaya turboyla 1 bar basarsanız 140 hp elde edersiniz.
Çünkü basınç direkt olarak içeri giren hava miktarını etkiler.
Basit mantığı budur. Tabiki araya bir sürü etken ve kayıplar gireceği için 1 barda gücü ikiye katlamak imkansızdır. Ağırlıksız makara, sürtünmesiz yüzey vs. bunlar sadece lisedeki fizik problemlerinde olur 🙂
Konumuza dönersek, emme pallerimiz bedavadan gelen enerji ile taze havayı sıkıştırdık.. Yetmez mi?
Küçücük alana çok hava sığdırmış olmamız, turbo içindeki havanın sürtünmeleri vs. derken havamız epey bi ısınmış oluyor.. Eee ısınsın ne olacak?
Hacim - Kütle ilişkisini herkes az çok bilir.. Fiziği en son 10 sene önce görmüş, hatırlatmaya ihtiyacı olan arkadaşlar için;
Hacim gözle görülen büyüklüktür. Elinize aldığınız bir bidon, içindeki benzinin 5 litre hacminde olduğunu tanımlar. (5 litreyi şu an uydurdum, neremden olduğunu ben bile bilmiyorum 🙂) Benzini yere boşalttığınız zaman ne kadar çok alanı ıslatabiliyorsanız, o kadar hacminiz var demektir. Kütle ise, tartıda ölçülen değerdir.
5 litre benzin tartıda 5 kg gelmez. 5 litrenin 5 kg geldiği tek sıvı sudur. Hacim ve kütle arasındaki bu ilişki sunan büyüklük ise özkütledir. Yani yoğunluk. 🙂
Turbo işine geri döndük, elimizde ısınmış ve sıkıştırılmış taze bir hava var. Pırıl pırıl. Oh mis 🙂
Isınan hava genleşir, yani özkütlesi düşer. Bu da demek olur ki, aynı büyüklükte kaplarla doldurulmuş sıcak bi 2 bar hava, soğuk bi 1.7 bardan hafif olabilir 🙂 Yani hava ısındıkça kocaman yer kaplar, ama tartıda az çeker.
E biz sınırlı motor hacmimize ne kadar çok gram hava sokarsak, o kadar büyük iş yapmış olacağımız için, basıncı artırmakla yaptığımız iş bitmiş olmuyor. Bir de bunu makul sıcaklıklara indirmemiz lazım.
Burda da devreye intercooler denilen sistemler giriyor.
Aracın ön kısmında, direkt olarak karşıdan hava ile temas eden bir yere yerleştirilen bu sistemler, dışarıdan gelen serin hava ile içerisinden geçen sıcak havanın ısı alışverişini sağlayıp, dışarı gidecek havayı ısıtarak, kendi içindeki havanın soğumasını sağlar.
Pekiştirmek için yapısı şu şekildedir;
Intercoolerdan da geçtik, serinledik.. Sonunda hem sıkıştırılmış hem de soğuk bir hava elde etmiş oluyoruz.
Ek bilgi: Turbo motorlu arabada gaz tepkisinin atmosferik kadar iyi olmamasının sebebi de, havanın bu kadar yoldan geçip sonra motora giriyor olmasıdır.
Küçük bi hacme serin ve çok havayı sıkıştırdık, bir de bunu yeterli benzinle destekledik. Ne oldu, tork arttı bununla beraber güç arttı 🙂
1.4 arabadan nasıl 200 hp çıkar sorusunun cevabı budur.
Altı üstü 5-6 senedir 1.4 arabadan 200 hp ler çıkıyor. Ama bizim otobüslerimiz ben kendimi bildim bileli 150 kişi gider. Alman mühendislerinin geri kaldığı nokta budur 🙂
Hadi geçmiş olsun 🙂
Umarım açıklayıcı olmuştur.
Utku UZUNOĞLU
Kaynak kendi sayfam 🙂
http://utkuuzunoglu.blogspot.com