Hoşgeldiniz

Tüm özelliklerimizi kullanmak için şimdi bize katılın. Kayıt olduktan ve giriş yaptıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara cevaplar gönderebilir, üyelerinize itibar verebilir, kendi özel mesajlaşma sisteminizi alabilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Aynı zamanda ücretsiz stickerimizden de faydalanabilirsiniz.

Sevdiğiniz Şarkıların Sözleri..

Pink Floyd-High Hopes

In a world of magnets and miracles
Our thoughts strayed constantly and without boundary
The ringing of the division bell had begun

Along the Long Road and on down the causeway
Do they still meet there by the Cut

There was a ragged band that followed our footsteps
Running before time took our dreams away
Leaving the myriad small creatures trying to tie us to the ground
To a life consumed by slow decay

The grass was greener
The light was brighter
With friends surrounded
The nights of wonder

Looking beyond the embers of bridges glowing behind us
To a glimpse of how green it was on the other side
Steps taken forwards but sleepwalking back again
Dragged by the force of some inner tide

At a higher altitude with flag unfurled
We reached the dizzy heights of that dreamed of world

Encumbered forever by desire and ambition
There`s a hunger still unsatisfied
Our weary eyes still stray to the horizon
Though down this road we`ve been so many times

The grass was greener
The light was brighter
The taste was sweeter
The nights of wonder
With friends surrounded
The dawn mist glowing
The water flowing
The endless river

Forever and ever
.................................................. ..........
Yaşadığımız yerin ufkunun ötesinde
gençtik
bir dünyanın, mıknatıs ve sihirlerin ...
Düşüncelerimiz serserice yolunu yitirdi kararlı
(serserisiz başıboş dolaştı, gene kararlı)
sınırdan yoksun ...
Pay edip bölme çanının çınlayışı (önceden) başlamıştı

Uzun Yol boyu Ve o sebep patikasından doğru aşağı,
onlar hala buluşurlar mı orada Kesik tarafınca.

Orada paçavraca bir topluluk, bir grup ahali vardı
adımlarımızı takibeden,
zamanın rüyalarımızı uzağa çalmasından önce koşan ...
Sayısız küçük yaratıkları bırakan;
bağlamayı deniyor bizi temele,
ağır bir çürüme tarafından tüketilmiş bir hayata ...

Çim, daha yeşil ...
Işık daha parlak,
arkadaşlar ile, çevrili.
Şaşkınlık ki merakın geceleri.

Bakıyorken ötesinde korun, közün,
ki köprülerinde sıcaklık verenin, arkamızdan;
.. ne kadar yeşil olduğuna dair öte yan`da, anlık bir görme`ye ...
Takınılan adımlar, ileride Fakat uyurgezerlik geri geldi;
çekilip sürüklenen, gücü`nde, daha iç bazı akınlarında .

Denizden daha yüksekçe bir mevkide ki bir bayrakla şemsiyelenen,
başdöndürücü yüksekliklere eriştik biz
dünyanın düş görülerinin ...

Arzu ve hırs ile
ayakbağı olan sonsuza dek
Hala bir açlık var tatmin edilememiş
Yorgun gözlerimiz hala başıboş, yolunu yitirebiliyor ufka doğru,
bu yolun diplerine çok seferler vurmuş olmamıza rağmen ...

Çim daha yeşil ...
Işık daha parlak,
( arkadaşlarımızla çevrilmiş..
`şaşırtmacanın merakında` geceleri
ya da merakı için sürpriz gelişlerin ...)
tatmak daha tatlı
geceleri merakın
arkadaşlarımızla çevrili
Şafak sisi, parlak, ateş ve çaba
ve akan su
bitişsiz bir nehir..

sonsuza ve sonsuza dek ...
 
Cekerim derdin dag gibi olsa Yanarim sevgin atesten olsa Kederin ahin hep beni bulsa Raziyim oylece gel bana dogru.
ne güzel demiş müslüm baba :)
 
Pink Floyd- Keep Talking

sozlerin içerigine bakıldıgında hislerini anlatamayan bir insanın sozleri gibi görünür..
oysa ki birçok anlamı bir arada barındıran bu parca,
cagımızın modern toplumunda iletişim teknolojilerinin ust duzeyde oluşuna karşın var olan "iletişimsizlik" sorununu ele alıyor izlenimini verirken, aynı zamanda da ilkel çağların, iletişim kurmayı, yani konuşmayı, bir "dil" yaratmayı henuz cözememiş insanının hislerini dışa vurmakta yasadığı imkansızlık halini de anlatır..

there' s a silence surrounding me - "bir sessizlik var etrafımı saran"
i can' t seem to think straight - "dogru duzgun dusunemiyorum"
i' ll sit in the corner - "bir köşede oturacağım"
no one can bother me - "böylece kimse beni rahatsız edemez"

kısmında bu "ikili" anlatım açık biçimde görülür.. ancak bu anlatım butun sarkıya yayılmış olmasına karsın tum soz duzeni içinde kendini gostermez.. biraz daha acarsak:

i think i should speak now (why won' t you talk to me)
i can' t seem to speak now (you never talk to me)
my words won' t come out right (what are you thinking)
i feel like i' m drowning (what are you feeling)
i' m feeling weak now (why won' t you talk to me)
but i can' t show my weakness (you never talk to me
i sometimes wonder (what are you thinking)
where do we go from here (what are you feeling)

sanirim simdi konu$malıyım (neden benimle konu$muyorsun)
konusabilecegimi sanmıyorum (neden benimle konu$muyorsun)
dogru sozcukleri bulamiyorum (ne du$unuyorsun)
sanki boğuluyor gibiyim (ne hissediyorsun)
şu anda kendimi gucsuz hissediyorum (neden benimle konu$muyorsun)
ama bu gucsuzlugumu ifade edemiyorum (benimle hic konu$muyorsun)
bazen merak ediyorum (ne du$unuyorsun)
'nereye' gidiyoruz (ne hissediyorsun)

bu ilk kısımda, ilk çağlarda herhangi bir konuşma-iletişim kurma yeteneği bulunmayan ilkel bir insanın dusuncelerini, acılarını, korkularını, kaygılarını ve daha bircok envai çeşit duygularını ifade edemeyişindeki "boğulma" hissi anlatılmak istenir.. keza şarkının bu bolumundeki sozlerde de*****bu "içinde kalan duygular arasında boğulma" hali açıkça dile getirilir..

hemen devamında yer alan iki mısra ise** bu bogulma hissinin nereye kadar surecegini, hislerini anlatamadan nereye kadar dayanabilecegini dusundukce gelecegin neler getirecegini bilemeyişin ve bunun getirdigi kaygının anlatıldıgı bir kısımdır..

ikinci kısım ise gunumuzun "modern çağlar"ına ayrılmış bir ikinci bölüm gibidir..

why won' t you talk to me (i feel like i' m drowning)
you never talk to me (you know i can' t breathe now)
what are you thinking (we' re going nowhere)
what are you feeling (we' re going nowhere)
why won' t you talk to me,
you never talk to me
what are you thinking
where do we go from here

neden benimle konu$muyorsun (sanki boğuluyor gibiyim)
benimle hic konu$muyorsun ($imdi soluk alamadigimi biliyorsun)
ne du$unuyorsun (hicbir yere gitmiyoruz)
ne hissediyorsun (hicbir yere gitmiyoruz)
neden benimle konu$muyorsun
benimle hic konu$muyorsun
ne du$unuyorsun
'nereye' gidiyoruz

bu ikinci "soru-cevap" bölümü ise "we're goin' nowhere" sözü ile ilk bölümdeki "ilkel adam"ın sorusuna bir cevap niteliği taşır..
bir çelişkinin ortaya çıkışına işaret edilir,yani;
ilkel insanın elinde bırakın herhangi bir iletişim aletini, konuşabilecek bir dili bile yoktur, iletişimsizlik içerisindedir ve bu durumun ne noktaya kadar surecegi onda bir merak, bir kaygı yaratmaktadır,
diğer taraftan ona gore muthis derecede "üstün" olan gelişmiş "modern" cag insanı yuksek teknolojinin yarattıgı imkanlara ragmen iletişimsizlik sorunu yaşamakta, aynı "boğulma" hissi halen surmekte * ,toplum içinde kendini yalnız hissetmektedir, iletişim açısından "varlık içinde yokluk" çektiği bu durumda o ilkel insandan ne farkı oldugu tartışma konusudur..

her iki soru-cevap kısmının ardından yinelenen;
it doesn' t have to be like this - "böyle olmak zorunda değil"
all we need to do is make sure we keep talking - "tek yapmamız gereken konuşmaya devam etmek"
sözü, iletişimsizliğin ve bunun sonucu olarak gelen içine kapanıklık, depresiflik ve yalnızlık hissinin tek çaresini gözler önüne serer, "konuşmak".. "bir köşede oturup" kendini insanlardan çekmek yerine, "keep talking", iletişim kurmaya devam etmek..

işte pink floyd'un muhteşem sanat ve anlatım yeteneği burada ön plana çıkmaktadır..
 
On The Turning Away

Yüz çevrilirken
Solgun ve ezilmiş olandan
Ve onların söylediği sözcüklerden
Ki bizim anlayamadığımız
"Onları kabullenmeyin
Yalnızca başkalarının acı çektiği bir durum olarak
Yoksa siz de katıldığınızın farkına varacaksınız
Yüz çevirmeye"

Bir günah bu, bir yolunu bulup
Işığın gölgeye dönüşmesi
Ve örtüsünü sermesi
Tüm bildiklerimizin üstüne
Habersiz olarak orduların nasıl geliştiğinden
Güdülecek taş bir kalp tarafından
Farkına varabiliriz tümüyle yalnız olduğumuzun
Mağrur olanın düşünde

Gecenin kanatlarında
Gündüz kımıldanırken
Suskunların birleştiği
Sessiz bir uyumda
Kullanıyorlar sözcükleri, bize yabancı
Ve büyüleyici gelen, onlar ateşi yakarlarken
Hisset yeni değişim rüzgarını
Gecenin kanatlarında

Artık yüz çevrilmeyecek
Zayıf ve yorgun olandan
Artık yüz çevrilmeyecek
İçerdeki soğukluktan
Tek bir dünya bu hepimizin paylaşması gereken
Yalnızca durup bakmak yeterli değil
Bu sadece bir düş mü olmayacağına dair
Artık yüz çevirmenin?
 
Bu da pink floyd mu alp :D

Ben bu adamın (dicem ama grup da olabilir şimdi yanlış olmasın :D ) sadece "another brick in the wall" şarkısını bilirim ve çok severim.
 
Bu da pink floyd mu alp :D

Ben bu adamın (dicem ama grup da olabilir şimdi yanlış olmasın :D ) sadece "another brick in the wall" şarkısını bilirim ve çok severim.

Evet buda Pink Floyd :D

Grup :)

---------- Post added at 16:02 ---------- Previous post was at 15:56 ----------

Dogs
Köpekler

You gotta be crazy, you gotta have a real need
Çılgın olmalısın, gerçekten ihtiyaçların olmalı.

You gotta sleep on your toes, and when you're on the street
Parmak uçlarında uyumalısın, ve sokaktayken

You gotta be able to pick out the easy meat with your eyes closed
Gözlerin kapalıyken bile kolay eti kapmalısın.

And then moving in silently, down wind and out of sight
Ve sonra sessizce, rüzgâr gibi kayarak.

You gotta strike when the moment is right without thinking.
Düşünmeden, tam anında darbeyi vurmalısın.

And after a while, you can work on points for style
Bir süre sonra biçimin üzerinde durabilirsin,

Like the club tie, and the firm handshake
Bir klüp kravatı örneğin, ya da sert bir el sıkış.

A certain look in the eye, and an easy smile
Gözlerinde ısrarlı bir bakış ve sahte bir gülümseme.

You have to be trusted by the people that you lie to
Yalanlar söylediğin insanlar güvenmeli sana.

So that when they turn their backs on you
Böyle saplayabilirsin ancak bıçağı.

You'll get the chance to put the knife in.
Sırtlarını döndükleri an sana.

You gotta keep one eye looking over your shoulder
Bir gözün omuzunun üstünden arkaya bakmalı hep.

You know it's going to get harder, and harder, and harder as you get older
Yaşlandıkça daha da daha da zor olacak bu biliyorsun.

And in the end you'll pack up, fly down south
Ve sonunda her şeyini toparlayıp, güneye uçacaksın,

Hide your head in the sand
Kafanı kumun içine gömüp,

Just another sad old man
Kanserden ölen yapayalnız,

All alone and dying of cancer.
Mutsuz yaşlı adamlardan biri olacaksın.

And when you loose control, you'll reap the harvest that you've sown
Ve yitirdiğinde kendini, ektiğini biçeceksin.

And as the fear grows, the bad blood slows and turns to stone
Ve korkun büyüdükçe, kirli kan görünecek ve taşa dönüşecek.

And it's too late to loose the weight you used to need to throw around
Ve vakit çok geç olacak kurtulmak için taşıdığın yükten.

So have a good drown, as you go down, alone
İşte boğuluyorsun, aşağı gittikçe, yapayalnız.

Dragged down by the stone.
Taş sürüklüyor seni aşağılara.

I gotta admit that I'm a little bit confused
İtiraf et. diyelim ki kafam biraz karışık.

Sometimes it seems to me as if I'm just being used
Sanki beni kullanıyorlarmış gibi geliyor bazen.

Gotta stay awake, gotta try and shake off this creeping malaise
Uyanık kalmalıyım, çabalamalıyım, bu sıkıntıyı silkinip atmalıyım.

If I don't stand my own ground, how can I find my way out of this maze?
Vazgeçersem eğer, bu labirentten nasıl sıyrılırım?

Deaf, dumb, and blind, you just keep on pretending
Düşün bir sağırı, dilsizi ve körü.

That everyone's expendable and no-one has a real friend
Ve herkesin yalnız, dostsuz olduğunu,

And it seems to you the thing to do would be to isolate the winner
Yapacak en isabetli iş. kazananı dışlamak gibi gelir

And everything's done under the sun
Ve her şey çıplak güneşin altında,

And you believe at heart, everyone's a killer.
Ve içtenlikle inanırsın herkesin katil olduğuna.

Who was born in a house full of pain
Kim doğdu acılarla dolu bir evde.

Who was trained not to spit in the fan
Kim eğitildi fanatiklere tükürmemesi için.

Who was told what to do by the man
Kim hep başkasından öğrendi ne yapacağını.

Who was broken by trained personnel
Kim katledildi eğitilmemiş insanlarca.

Who was fitted with collar and chain
Kim alıştırıldı kolalı yaka ve zincirlere.

Who was given a pat on the back
Kime kuyrukta yer verildi.

Who was breaking away from the pack
Kim kitleden kopmakta.

Who was only a stranger at home
Kim kendi evinde bile bir yabancı gibidir.

Who was ground down in the end
Kim çökmüştür sonunda.

Who was found dead on the phone
Kimi ölü bulunmuştur telefonun başında.

Who was dragged down by the stone.
Kimi çekmekte taş aşağı.
 
Pink Floyd- Dogs of War

dogs of war and men of hate
with no cause, we don't discriminate
discovery is to be disowned
our currency is flesh and bone
hell opened up and put on sale
gather 'round and haggle
for hard cash, we will lie and deceive
even our masters don't know the web we weave

one world, it's a battleground
one world, and we will smash it down
one world ... one world

invisible transfers, long distance calls,
hollow laughter in marble halls
steps have been taken, a silent uproar
has unleashed the dogs of war
you can't stop what has begun
signed, sealed, they deliver oblivion
we all have a dark side, to say the least
and dealing in death is the nature of the beast

one world, it's a battleground
one world, and we will smash it down
one world ... one world

the dogs of war don't negotiate
the dogs of war won't capitulate,
they will take and you will give,
and you must die so that they may live
you can knock at any door,
but wherever you go, you know they've been there before
well winners can lose and things can get strained
but whatever you change, you know the dogs remain.

one world, it's a battleground
one world, and we will smash it down
one world ... one world

çeviri

Savaşın köpekleri ve nefret insanları ki
Nedensiz. Ayrım yapmayız
Keşifler inkar edilmek içindir
Geçerliliğimiz et ve kemik
Cehennem açıldı ve satışa çıkartıldı
Etrafında toplanın ve sıkı pazarlık edin
Yalan söyleriz ve aldatırız para için
Ustalarımız bile bilmezler ördüğümüz ağları
Tek bir dünya var, bir savaş alanı
Tek bir dünya ve biz mahvedeceğiz onu
Tek bir dünya, tek bir dünya
Görünmez havaleler, uzun mesafe görüşmeleri
Sahte kahkahalar mermer salonlardaki
Adımlar atıldı, sessiz bir şamata
Dizginlerini saldı savaşın köpeklerinin
Durduramazsınız başlamış olanı
imzalayıp mühürleyerek teslim ettiler unutuşu
Hepimizin en azından bir gizli yüzü vardır
Ve ölüm tacirliği hayvanın doğasındadır
Tek bir dünya var, bir savaş alanı
Tek bir dünya ve onlar mahvediyorlar onu
Tek bir dünya, tek bir dünya
Savaşın köpekleri uzlaşmıyorlar
Savaşın köpekleri teslim olmayacaklar.
Onlar alacaklar ve siz geri vereceksiniz
Ve siz ölmelisiniz ki yaşayabilsin onlar
Herhangi bir kapıyı çalabilirsiniz
Fakat nereye gitseniz, onların oraya daha önce geldiklerini bilirsiniz.
Eh, kazananlar da kaybedebilir ve birşeyler değiştirebilir
Fakat neyi değiştirseniz,
köpeklerin oldukları gibi kaldığını bilirsiniz.
Tek bir dünya var, bir savaş alanı
Tek bir dünya ve biz mahvedeceğiz onu
Tek bir dünya, tek bir dünya
 
Kid Rock - So Hott - Uncensored..

You've got a body like the devil
And you smell like sex
I can tell your trouble, but I'm still obsessed
Because you know you're so hott!
I wanna get you alone...so hott
I wanna get you stoned...so hott
I don't wanna be your friend
I wanna fuck you like I'm never gonna see you again

Yeah
Come on
Yeah

You like the kiss of death
Like the hand of fame
I can tell your trouble
But i still wanna taste
Because you know your so hott!
I wanna get you alone...so hott
I wanna get you stoned...so hott
I don't wanna be your friend
I wanna fuck you like I'm never gonna see you again

because you know you're so hott!
I wanna get you alone...so hott
I wanna get you stoned...so hott
I don't wanna be your friend
I wanna fuck you like I'm never gonna see you again

So hott
I wanna get you alone
I wanna...get you stoned
I don't wanna be your friend
I wanna fuck you like I'm never gonna see you again
See you again
See you again..
 
Depeche Mode- Enjoy The Silence

Words like violence
Break the silence
Come crashing in
Into my little world
Painful to me
Pierce right through me
Can’t you understand
Oh my little girl

All I ever wanted
All I ever needed
Is here in my arms
Words are very unnecessary
They can only do harm

Vows are spoken
To be broken
Feelings are intense
Words are trivial
Pleasures remain
So does the pain
Words are meaningless
And forgettable

All I ever wanted
All I ever needed
Is here in my arms
Words are very unnecessary
They can only do harm

Enjoy the silence
 
Pink FLoyd- Two Suns in the Sunset..


in my rear view mirror the sun is going down
Sinking behind bridges in the road
And I think of all the good things
That we have left undone
And I suffer premonitions
Confirm suspicions
Of the holocaust to come.

The wire that holds the cork
That keeps the anger in
Gives way
And suddenly its day again.
The sun is in the east
Even though the day is done.
Two suns in the sunset
Hmmmmmmmmmm
Could be the human race is run.

Like the moment when the brakes lock
And you slide towards the big truck
"Oh no"
"[scream] Daddy, Daddy"
You stretch the frozen moments with your fear.
And youll never hear their voices
And youll never see their faces
You have no recourse to the law anymore.

And as the windshield melts
My tears evaporate
Leaving only charcoal to defend.
Finally I understand the feelings of the few.
Ashes and diamonds
Foe and friend
We were all equal in the end.

"...and now the weather. Tomorrow will be cloudy with scattered showers
spreading from the east ... with an expected high of 4000 degrees
Celsius"
 
Geri
Üst Alt