Hoşgeldiniz

Tüm özelliklerimizi kullanmak için şimdi bize katılın. Kayıt olduktan ve giriş yaptıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara cevaplar gönderebilir, üyelerinize itibar verebilir, kendi özel mesajlaşma sisteminizi alabilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Aynı zamanda ücretsiz stickerimizden de faydalanabilirsiniz.

Serbest Yazılar 4

Gilgamesh

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Ağu 2009
Mesajlar
3,579
Yaş
50
Sizce kimin gözü bu ?


Kalktı, terliklerini giydi. Cama doğruyürüyüp perdeyi araladı, dışarıda yağmur yağıyordu, gülümsedi... Bütün gün güneş sinir bozucu bir parlaklıkta asılı durmuştu gökyüzünde... Ve şimdi yağmurun sesi bile içini rahatlatıyordu...

Masasının kenarına dayandı, ellerini beline koydu... Işığı hala açmamıştı, yağmurun sesini dinliyordu, camın aralığından sızan rüzgar kolundaki tüyleri okşuyordu. "doğanın müziği" diye düşündü, bu düşünce o'nu güldürdü. Neden hep film kahramanları gibi hareket etmek zorundaydı ki ? Sanki her an hoşlandığı kıza hava atmak istermiş gibiydi... Neden ? İşte şu küçücük oda da yapayanlızdı, kimse göremezdi o'nu , ama o kalkıp kıçını kaşıya kaşıya su dolu bidonlardan birisini kafasına dikemezdi, bu çok kaba bir davranıştı... Elini karanlık masanın üzerinde gezdirip cigara kutusunu aradı, önce kibriti buldu, sonra cigarayı... Kutunun içinden bir tane alıp ağzına götürdü, bir kibrit yaktı o kibritle de cigarasını... Kibriti söndürdü ama o karanlığın içinde her baktığı noktada bir ışık halesi vardı sanki şimdi. Kendini çok komik buluyordu, çünkü hiç komik olamıyordu doğal haliyle , günün 24 saati bir göz vardı sanki o'nu izleyen ve o bu göze karşı güçlü görünmek zorundaydı... Karizmatik değildi ama var olmadığna neredeyse eminde olsada bir türlü "yok" diyemediği bir göze karşı karizmatik görünmek zorundaydı. Az evvel güldüğü bu halinden şimdi iğreniyordu. Benliğini kaybetmeye başladığını düşünecek oldu ama aslında bunun zaten kendi benliğinin bir parçası olduğunu varsayıp rahatlamaya çalışmak zorunda hissetti kendisini.

Yine camın önüne geçti, yağmur damlacıkları dışarıyı görmesini engelliyordu, pencereye sırtını dönüp kalorifere yaslandı, sigarasından derin bir nefes çekti... İşte yine aynı şeyi yapıyordu ve bu O'nu çıldırtıyordu. Neden neden neden ? Kimdi O'nu seyreden ve o kendisini seyredene ne kanıtlamaya çalışıyordu ki ? Neden tek başınayken bile geğiremiyordu, neden burnunu karıştıramıyordu, neden kıçını kaşıya kaşıya televizyon seyredemiyordu. Toplum içinde yapmadıklarını yanlızkende yapmamak gibi bir Crusoe sendromu değildi bu kesinlikle, kaldı ki herkes O'nun ne kadar rahat olduğunu bilirdi... Bir gözdü sorun, varlığına neredeyse hiç inanmadığı ama "yok" demekten korktuğu bir göz.. Yine güldü ama iğrentili, nefret dolu bir gülüştü bu .. Sigaradan son nefes alığ masa lambasını yaktı, sigarayı kül tablasına koyup kamaşan gözlerini oğuşturmaya başladı, sonra eli uzun zamandır tek bir kelime yazmadığı özel defterine uzandı, sayfaları üstünkörü söyle bir karıştırıp boş bir sayfa açtı, kalemlikte bir tek kalem vardı. "İnşallah yazıyordur" diyerek onu aldı, kapağını açıp sayfanın sol üst köşesinde gesdirdi ucunu... Kalem hala yaşıyordu ! Keyifli ama boşvermiş bir gülümseyişle kafasını iki yana doğru ağır ağır salladı ve ilk içinden geçenleri yazmaya başladı ; "Kalktım, terliklerimi giydim... Cama doğru yürüyüp perdeyi araladım...."
 
Mert abim daha okumadım ama bunun 4 olması lazımdı sanki..
 
pardon o zaman 5..
değiştirmedin dimi başlığı sonradan.. :D
 
Yiğit sen içeriği oku canım benim başlık sayısı ile uğraşmayı bırak :D Sen açtığın başlığı değiştirebiliyor musun ?
 
evet..
üstüne post gelmediyse..sen zaten değiştirirsin..
 
turuncusun sen abi ama arada renk farkı var.. :)
 
Geri
Üst Alt