Eğer avukata verirsen;
Avukat satıcıya ulaşır ve sözlü olarak bakiyenin ödenmesini ister. Eğer verilen süre sonunda bu talep yerine getirilmezse noterden ihtar çekilir.İhtar süresi sonunda yine de ödenmezse İcra davası açarsın muhtemelen kazanırsın sonra hakim icradan borçların tahsilini ister.
Avukat maaşın haczini talep edebilir buna göre maaşın 1/4'üne haciz koydurabilir eğer serbest meslek çalışanı ise
mal haczi devreye girer.
İcra borçlu olan şahsa ait taşınır ve taşınmazları yerinde tespit eder ve alacaklı olan taraf ile birlikte alacaklı olunan meblağ değerinde
haczetme hakkını alır. İstenirse vergi daireleri tarafınca bu hacizli malların satışı istenebilir. Eğer borçluya ait değeri olan bir malı yoksa sana 1 bardak soğuk su verilirler mis gibi içer gidersin. Hukuk burada tükeniyor anlayacağın.
Canımımı alacaaan? cümlesinin kanuni olarak devreye girmesidir.
Bu süreç tahminimce başından sonuna en az 3 yılını alır gibime geliyor.
Bu ülkede mahkemelerde dosyaların çok fazla olması sebebiyle bu işlemler çok yavaş yürüyor. Tek suçu sisteme atmıyorum. Toplumun büyük bir çoğunluğu etik ticaret yapmadığı için, bireyler de maaşından çok kredi kartına senede vs.. dayandığı için de çekler ödenmiyor borçlar artıyor ve davalar havada uçuşuyor. Hayır o 5 bin liralık ayfonu almak yerine 500-1000 liralık telefon kullansa ve o en pahalı sigarayı içmese sorun olmayacak...
Bazen bu ülkedeki hukuk sistemi insanları haklarını farklı yollardan arama yollarına da itiyor. Bu da bir gerçek.
Aklı selim olmak lazım. Mağdurken suçlu duruma düşülebilir.
Bence icra davalarında caydırıcı hapis de olmalı.
Aslında var ama borçluyu içeri atmak için borcun ödenmesinin dışında herhalde birkaç kişiyi öldürdüğünü itiraf etmesi lazım o kadar zor yani...